Üretime leblebi ve helva ile başladı! 350’den fazla ürün çeşidine ulaştı
Fatma KAYTEZ
Adını kurucusundan alan ve Mardin’de temeli atılan Davut Selim, 110 yılı geride bıraktı. Leblebi ve pekmezli tahin helvası üretimiyle ilk faaliyetine başlayan Davut Selim, bugün 350’nin üzerinde ürün çeşidini tüketicisinin beğenisine sunan bir marka haline geldi.
Dededen toruna aktarılan lezzet geleneğinin yaşatıldığı Markanın Üçüncü Kuşak Yöneticisi Şirket Ortağı Davut Selim Ayla, 110 yıllık tecrübeyle faaliyetlerini sürdürdüklerinin altını çizerek, Davut Selim’in geleneksel üretim yöntemleri, yöresel ürünleri, kaliteleri malzemeleri ve geniş ürün yelpazesiyle Mardin’de en çok tercih edilen markalardan biri olduğunu kaydetti.
Üretimlerini 1000 metrekarelik büyüklüğe sahip Mardin Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yerlerinde yaptıklarını ve günde yaklaşık 2 ton üretim kapasitesine sahip olduklarını belirten Davut Selim Ayla, Mardin ve ilçelerinde 7 şube ve online satış kanallarıyla müşterilerine hizmet verdiklerini kaydetti. Davut Selim Ayla ile markanın kuruluşunu, gelişimini ve planlarını konuştuk.
Öncelikle markanızın kuruluş hikayesini sizden dinlemek isteriz. Markanın temeli nerede ne zaman atıldı?
Markamızın yaratıcısı, Davut İbn-i Selim (Selim oğlu Davut)1890 yılında kadim kent Mardin’in Camii Kebir (Ulucami) mahallesinde dünyaya gelmiştir.
Henüz 6 yaşındayken Süryani Leblebi ustası Stefan’ın yanına çırak olarak verilir, ustasının yanında 8 yıl çalıştıktan sonra 1904 yılında henüz 14 yaşındayken babası Selim’i ikna edip kendi namına işyeri açar. Bu yaşında ürettiği leblebi ile piyasada tanınmaya başlamıştır, ürettiği leblebi ve pekmezli tahin helvasının kalitesi ile şehirde tanınan bir usta haline gelmiştir.
Her ne kadar kendi namına kurduğu iş yerinin açılış tarihi 1904 yılı olsa da, askerlik görevi nedeniyle mücbir sebepten verilen 10 yıl arayı hizmet yıllarından düştüğümüzde kuruluşun 1914 yılı olarak tarihçeye geçmesi daha isabetli görülmüştür. Vatani görevini tamamladıktan sonra tekrar işinin başına geçer, leblebi ve pekmezli tahin helvasına, cevizli pekmez helvasını da katarak yoluna emin adımlarla devam eder, Davut İbn-i Selim artık Davut Selim olarak anılmaya başlamıştır böylece markanın adı Davut Selim olarak hafızalarda kalmış ve marka adı Davut Selim olmuştur.
Sonraki dönemde marka nasıl bir gelişim gösterdi? Markanın gelişimini kısaca kilometre taşlarıyla anlatır mısınız?
1927 yılında kurulan Mardin Ticaret Odasına 7.sıra numarasıyla Davut Selim Leblebicisi olarak kayıt olmuştur.1931 yılında Nazliye Hanım ile yaptığı evliliğinden Mehmet, Enver, Enis, Şükran adında çocukları olmuştur, Mehmet ve Enver babalarının yanında meslek icra etmişler Enis ise okumayı tercih etmiş.
1950 yılına gelindiğinde Mehmet 18, Enver 12 yaşındadır Dükkanda satılan ürün çeşitleri çoğalmış; Mardin yöresinde yetişen kabak çekirdeği, badem içi, fıstık, bıttım, kuru incir, kuru üzüm, ceviz içi, üzüm pestili, cevizli sucuk, cevizli pekmez helvası, tahin helvası, karanfilli dağlı leblebi ve daha bir çok ürün müşterilere satışa sunulmaya başlanmıştır.1951 yılında, günümüzde merkez şube olarak anılan 4 dükkandan oluşan yerin mülkiyetini satın almış, burada üretim ve satışı birbirinden ayırarak faaliyetini devam ettirmiştir. Mehmet 1954, Enver 1961 yılında vatani görevlerini tamamlamış ve işlerinin başına dönmüşlerdir ve Davut Selim emekli olarak işyerini çocuklarına devretmiştir.
1961 yılında Mehmet, Aysel Hanımla evlenmiş ve bu evlilikten Mahmut, Şeyhmus, Atilla, Nazan, Feyzan doğmuştur.1967 yılında ise Enver, Nahide Hanımla evlenmiş ve bu evlilikten de Süleyman, Davut, Levent, Nesrin, Nermin doğmuştur. 1971 yılında Cumhuriyet Meydanında ikinci işyerlerini açmışlardır ve bir yıl sonra Davut Selim vefat etmiştir. Davut Selim’in vasiyetlerinden biri bütün torunlarının bu mesleği öğrenmeleri yönünde olduğu için, torunları da bu mesleğin içinde büyüyüp gelişmişlerdir. 1988 yılında Mardin yöresine has bademden, badem şekeri çeşitleri arttırılarak müşterilerin damak tadına sunulmuştur.
Mehmet 2000 yılında emekli olup işlerini çocuklarına devretmiş ve 2017 yılında vefat etmiştir. Enver 2006 yılında emekliliğini yaşayamadan vefat etmiş, bu sebeple çocukları bayrağı devralmıştır. 2010 yılında yöresel otantik bitkiler karıştırarak kahve çeşitleri de müşterilerin beğenisine sunulmuş ve çok beğenilmiştir. Davut Selim markası üçüncü kuşak torunları ile Organize Sanayi Bölgesinde bir üretim yeri Mardin ve ilçelerinin merkezi yerlerinde 7 şubesi ve online satış ile kaliteli ürün çeşitlerini günden güne arttırarak 110 yıldır faaliyetini sürdürmektedir.
Günlük üretim kapasitesi yaklaşık
2 ton Üretim yeriniz ve kapasiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz? 2024 yılında satış hacminde ne kadarlık bir büyüme hedefliyorsunuz?
Üretimimizi Mardin Organize ve Sanayi Bölgesinde 1000 metrekarelik bir yerde yapmaktayız. Üretim miktarımız sezona göre farklılıklar göstermektedir. Turizm dönemleri bayramlar, yılbaşı, hafta sonları, gurbetçilerin piyasaya girmesi gibi çeşitli sezonlar olduğu için günlük şu kadar üretim yapıyoruz dememiz zor, ama sezonlarda bir aksilik olmaz ise günde 1,5-2 ton ürün üretme kapasitemiz vardır. 2024 yılında da satış hacminde yüzde 25’lik bir artış öngörüyoruz.
Satış noktalarınızdan söz eder misiniz? Yeni yer açmayı planlıyor musunuz?
Yedi şubemiz var. Şubelerimizin tamamı da lokasyon olarak hatırı sayılır yerlerde bulunmaktadır. Yeni satış yeri aslında şehrin gelişimiyle bize fikir kazandırdı daima, yani eğer yeni bir gelişme olur ve bu gelişme bizim şube açmamıza ihtiyaç duyurursa hemen programa alır ve en kısa sürede şube açmaya yöneliriz.
Bayilik vermeyi düşünüyor musunuz?
Kesinlikle bayilik vermeyi düşünmedik bütün şubelerimizi kendimiz işletmekteyiz.
Dijitalleşme çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Dijitalleşmede bizim payımıza düşen iki konu var, birincisi sevk ve satış otomasyon sistemi kullanıyoruz ikincisi ise 2009’dan bu yana online satış sistemimiz var. Bunları da pandemiden çok daha öncelerde kurduk. Pandemide 28 çalışanımızla yolumuza devam ettik işten çıkarma asla yapmadık.
“Uzun bir yol yürümek istiyorsanız istikrar şart”
Kaç kategoride kaç çeşit ürününüz var? Biraz da ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kategori olarak badem şekeri, kahve, kuruyemiş, helva, tahin, yaş yemişler şeklinde sıralayabiliriz. Mevsimsel olarak farklılıklar göstermekle beraber 350’nin üstünde ürün çeşidimiz var. Yıllardır değişmeyen lezzetimizin sırrı hammadde seçiminin kaliteli olması, en önemlisi işimizin başında olmamız istikrarlı duruşumuzu sağlamaktadır, neticede uzun bir yol yürümek istiyorsanız istikrarlı olmanız şarttır.
İnovatif olarak nitelendirdiğiniz ürünleriniz var mı? Yeni ürünler geliyor mu?
Ürünlerimizin neredeyse üçte biri inovatif. Biz şehrimizde bu sektörün en eskisiyiz ve bu kadar ürün çeşitliliği kendiliğinden olmaz. Bu durumu beste yapan bir üstadın beste yapmasına benzetirim aslında. Bir anda ilham gelir ve deneyler başlar. Bizim damak tadımıza uyduktan sonra ilk önce yakın çevremize komşumuza vs tadım yaptırırız beğenildiği kanısına varırsak hemen üretimine başlar tanıtımını yapar ve şubelere dağıtır satışını başlatırız. Önümüzdeki günlerde yeni ürün olacağını söylemek mümkün olmuyor maalesef ama ilham gelirse neden olmasın.
Ürünleriniz arasında en fazla tercih edilenler hangisi?
Ürünlerimiz arasında en fazla tercih edilen ürünleri şöyle sıralayabilirim; badem şekeri çeşitleri, helvalarımız, tahin, kahve çeşitlerimiz, kuruyemiş. Aslında bütün ürünlerimiz beğeniliyor ama tercih sırası belirttiğim şekildedir. Tabi ki satışların artış gösterdiği dönemler oluyor. Örneğin; Nisan, Mayıs, Eylül, Ekim ayları. Bu dönemlerde Mardin’e çok yoğun turistik ziyaret oluyor ve satışlarda doğal olarak artış gösteriyor. Bunun dışında dini bayramlar, resmi bayramlar, Ramazan ayı ve yılbaşı dönemlerinde de satışlarımızda artışlar oluyor.
İhracat yapmayı düşünüyor musunuz?
En çok sattığımız ürünler zanaat ürünleridir. İçerisinde raf ömrünü uzatan katkı maddeleri yok. Üretebildiğimiz kadarını şubelerimizde satıyoruz ki buna da ancak yetişebiliyoruz. Bu nedenle ihracat yapma girişimimiz olmadı. Fabrikasyon modelinde değiliz onun için ihracat yapmayı da düşünmüyoruz.
Kısa ve orta vadeli yatırımlarınızdan bahseder misiniz? Bu yıl ajandanızda öncelikle üç madde nedir?
Bu yıl için kısa ve orta vadeli yatırımlarımız için şunu söyleyebiliriz. Mevcut olanı layığıyla korumak, eğer ülkemizdeki ekonomik durumlar iyiye giderse yeni şubeler açmayı düşünebiliriz. Ürünlerimizi her zaman kaliteli ve lezzetli üretmek, müşteri memnuniyetini maksimum seviyede tutmak, istikrarı elden bırakmamak. Bunları ajandamıza değil de tam olarak beynimizin içine yazmayı tercih ederiz.
“Müzik ve masa tenisi tutkunuyum”
Hobilerini sorduğumuz Davut Selim Ayla, masa tenisi ve müzik tutkunu olduğunu söyledi. Ortaokulda org çalmaya başladığını babasının şartıyla hobisini sürdürdüğünü dile getiren Davut Selim Ayla, sözlerine şöyle devam etti: “Orta bir öğrencisiyken org çalmaya heveslenmiştim. Ama rahmetli babam bir şartla kabul ederim “müzik işini meslek olarak düşünmeyeceksin hobi olarak yapacaksın” demişti. Ve bana İstanbul’dan küçük bir org almıştı.
Hiç bir kursa gitmeden kulaktan pratik yaparak bayağı geliştirdim şu anda iyi seviyede org çalıyorum ve sürekli orgumu güncelliyorum. Müzik meslek olarak sadece askerliğimi yaptığımda devreye girdi, Ankara’da acemilik sürecinden sonra ordu evinde piyanist olarak tamamladım askerliğimi. Bunun dışında masa tenisi düşkünüyüm. Haftada 3-4 saat masa tenisi oynarım. Fırsat buldukça canlı müzik dinlemeyi çok severim, seyahat etmekte hobilerim arasında.”
Biz torunlar bu işin içine doğduk
Dedesinin izinden giderek üç kuşaktır devam eden aile işletmesini başarıyla yürüten Davut Selim Ayla, “Sektöre nasıl giriş yaptınız?” sorumuzu şöyle yanıtladı: “Sektöre giriş yaptım desem pek doğru olmaz biz torunlar bu mesleğin bu işin içine doğduk, mesleğe girelim mi girmeyelim mi gibi bir şey düşünme durumumuz olmadı iyiki de olmamış.
Ben dedemin adı olan Davut adını aldım. 1977 yılında dedemin doğduğu Mardin Ulucami mahallesinde dünyaya geldim. Lise mezunuyum. İlkokula başladığım gibi yarı okul yarı dükkan şeklinde geçti bütün eğitim yıllarım. Daha sonra ise mesleğimi icra etmeye devam ettim, bu üçüncü kuşak bütün torunlar için geçerli.
“Büyüklerimiz kul hakkı yemeyin derlerdi”
Davut Selim Ayla, aileden aldığı öğütlere de değindi. Ayla, “Büyüklerimiz daima dürüstlükten bahsederdi. Çünkü dürüst olursan hile yapmazsın derlerdi. Hammadde alınca evinize alıp yiyeceksiniz fikriyle mal alın derlerdi. Çırağın, kalfanın, ustanın hakkını günü gününe ödeyin, kul hakkı yerseniz Allah sizi muvaffak etmez diye söylerlerdi. Bunlar en çok duyduğum öğütlerdi” dedi.